8 Ocak 2008 Salı

v

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ


Vahide : Bağışlayan
Varide : Belen, erişen - soylenti
Vasfiye : Nitelikli
Vedia : Korunmasi için bırakılan emanet
Vefika : Uygun, aynı fikirde, yoldaş
Velide : Yeni doğmuş çocuk
Verda : Gül
Vesile : Neden, sebep - Kavuşma
Vicdan : İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur, ahlak
Vildan : Kullar, köleler / Yeni doğmuş çocuklar
Vuslat : Kavuşma, yetişme, ulaşma

ş

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ



Şadiye : Sevinç, neşe, mutluluk
Şahika : Yüksek, yüce, dağın zirvesi
Şanal : ün kazan, ünlü bir kimse ol, ünlen
Şanlı : herkesçe iyi bilinen, ünü büyük, ünlü
Şansal : herkesçe tanın, ünlen
Şaziment : Allah'ın adamı- Allah'a ait olan,onun yolundan giden kişi
Şaziye : Özellikleri kimseye benzemeyen
Şebnem : Çiğ, gece nemi, jale
Şefika : Şefkatli, acıması, esirgemesi bol olan
Şehnaz : Doğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
Şehrazat (d) : 1001 gece masallarında bir masal kahramanı kadın
Şelale : Büyük çağlayan, çavlan, akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü
Şen : yaşayışından memnunluğunu davranışıyla gösteren, bunu Çevresindekilere de yayan, neşeli
Şenay : Mutlu geçen ay
Şenel : neşelen, eğlen, şenlen, bakımlı hale gelesin,
Şener : şen kimse, şen kişi
Şengil : şen kimse, neşeli kimse, içtenlikli
Şengül : İnsanın içini açan gül / hep şen olup hep gülmek
Şengün : neşeli gün
Şeniz : hepimiz neşeliyiz, neşeli iz
Şenkal : neşeli ve şen kal
Şennur : Işık saçan, neşe saçan
Şenol : neşeli, şen ol
Şensoy : neşeli soy, şen soy
Şensu : neşeli su, şen su
Şermin : Utangaç
Şevval : Arap takviminin onuncu ayı
Şeyda : Çılgın, deli divane
Şeyma : Eski Türk adlarından
Şiir : Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi
Şölen : Eğlence, kutlama, şenlik
Şule : Alev, ateş alevi
Şükran : İyilik bilme, minnettarlık
Şükriye : Görülyen iyiliğe karşı şükretmek , hoşnut olmak

r

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ


Rabia : Dördüncü
Radife : bir yıldızın yakınında bulunan bir başka yıldız
Rahime : Acıyan, esirgeyen
Rahşan : Parlak, parlayan
Rana : Güzel, hoş görünen
Rengin : Renkli, boyalı, güzel
Reşide :
Reyhan : Fesleğen, güzel kokulu bitki
Rezzan : Ağır başlı, vakur, ciddi
Ruhsar : Yanak, yüz, çehre
Rüçhan : üstünlük, önderlik, üstün olma
Rüya : Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular

p

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ


Pakize : Çok temiz, hoş ve güzel
Papatya : baharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı çiçekli bir kır bitkisi
Parla : parılda, pırıl pırıl aydınlık saç
Parlar : parıldar, pırıl pırıl eder, ışık saçar
Pekay : Ay'a pek benzeyen; sert Ay, katı Ay; sağlam Ay
Peköz : sağlam öz, özü sağlam kimse
Pekşen : çok neşeli, çok şen
Pelin : Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki
Pelinsu : Pelin + Su (Bkz Pelin)
Pelit : meşe ağacı ve yemişi
Pembe : Açık kırmızı renk
Peren : yaprakları gri yeşil ve tüylü, çobanyastığı da denilen bir bitki
Peri : Çok güzel, çekici, dişi cin
Perihan : Peri padişahı, perilerin başı
Perran : Uçan, uçucu
Pervin : Ülker yıldız takımı (Süreyya)
Petek : Arı kovanı, bal mumundan yapılan hazne
Pınar : Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer
Pırıl : "pırıl pırıl" ikilemesinin tekil hali, ışıl
Pırıltı : parlayan bir şeyin çıkardığı ışık
Piraye : Süs, bezek
Pürçek : bitkilerin saçaklı kökü ya da püskülleri; şakaklardan sarkan Saç, zülüf, perçem
Püren : sarı, kırmızı ve çok güzel çiçekleri olan, ufak yapraklı, arıların Çok sevdiği bir tür çalı

ö

Odil : o tatlı dil
Oflaz : çok güzel, güzel olduğu için sevilen
Okşan : Sevil, sevgiye değer ol
Olca : savaşta ele geçirilen mal
Olcay : rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
Olçum : eli işe yatkın, becerikli, usta, yetenek
Olgaç : olgunlaşmış, yetişmiş, bilen, bilgili
Oluş : olma biçimi, var oluş
Omay : beğenilen, sevilen
Omca : bağ kütüğü
Ongu : onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk
Onur : Kişinin kendi öz saygısı, iç değeri, insanın kendine olan saygısı kibir çalım kurum
Onuray : onurlu ve Ay gibi güzel
Oray : kent üstüne doğan, Ay, kentli Ay
Orgül : kent gülü, kale burcundaki gül
Ortanca : yaş bakımından büyükle küçük çocuk arasında bulunan
Oskay : neşeli, şen, sevinçli
Oya : Dantel, süs, küçük kız kardeş
Oylum : derinlik, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, kıvrım, bukle
Oytun : kuytu yer, beğenilen, güzel kuytu yer, kendisinde kutsallık bulunan, kutsal

--Ö--
Öbek : tomurcu, aynı türden şeylerin oluşturduğu yığın küme
Ödül : Iyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen şey armağan
Öğe : Öke
Öğet : Iyi, uygun, güzel
Öğün : güzelliğinle, herşeyinle, övün, kendini öv
Öğünç : övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, Övünme; kıvanç, övünç, sevinç
Öğüş : övme biçimi
Öğüt : bir kimseye yapması ya da yapmaması gereken şeylerle ilgili Olarak söylenen, isteklendirici ya da caydırıcı söz
Öke : olağanüstü işler başaracak yetenekte kişi, çok yetenekli
Önay : Ay'ın ilk günlerindeki durumu, ilkay
Öney : önde giden, ileri giden, önde olan
Öngül : (ilk çocuk için) ilk gül, önde gelen gül, önde gelen
Öniz : (ilk çocuk için) ilk iz, önceki iz
Ören : eski yapı ya da kent kalıntısı
Örengül : örende yetişen bir tür gül, ak gül, yaban gülü
Örge : süs, motif
Övgü : övme, övmek için söylenen söz
Övgül : övgüye değer, övülmeye değer, övülesi
Övgün : övülmeye değer, övgüye değer, övülesi
Övgünç : bkz. Öğünç, övünç
Övül : övülesin
Övün : kendinle, güzelliğinle övünmelisin, övünesin
Övünç : övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övgünç,
Öykü : ayrıntılarıyla anlatılan olay; gerçek ya da tasarlanmış olayları Anlatan, romandan kısa düzyazı türü, hikaye
Özal : özü al, özü kızıl yalım rengi, al özlü, nar çiçeği özlü, öz al
Özaltan : özü kızıl sabah vakti, öz al renkli tan
Özaltın : özü altın, altın gibi içsel varlığı olan; halis altın
Özant : Içten ant, samimi yemin
Özarı : özü temiz, temiz ve öz, öz ve arı
Özay : özü Ay gibi, gerçek ay, asıl Ay
Özaydın : özü aydınlık, içsel varlığı pırıl pırıl
Özaytan : özden Ay gibi doğan tan
Özbal : hiçbir katkısı olmayan bal, gerçek bal, katkısız bal,bal özü
Özbek : yürekli, doğru, Orta Asya'da yaşayan bir Türk boyunun ve bu boydan olanların adı
Özbil : özünü bil; ayrıntıyı değil "öz" olanı bil, özü bil
Özbilek : özünü bilen, öz bilgili
Özbilen : "az ama öz" bilen, herşeyin özünü bilen
Özbilge : öz bilen bilgili kişi
Özbilir : "az ama öz" bilir, herşeyin özünü bilir
Özcan : özden doğan can
Özdal : küşinin özünden dal gibi doğan
Özde : kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
Özden : Soyca temiz, köleliği olmayan
Özdener : Içten davranan kimse
Özder : kısa, öz şeyler
Özderen : öz derleyen
Özdeş : birbirine benzeyen, eşit nitelikli, özce eş
Özen : bir işi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma, özenme; istek heves
Özenay : özenilmiş ay
Özenç : özenme, imrenme, özen
Özengül : özenerek yetiştirilmiş gül özen gülü, istek gülü
Özenir : bir şeye özenen bir şeyi titizlikle, özenle yapan, özenen
Özenmiş : özenerek yaratmış
Özge : başka, başkası, el yabancı
Özgen : özü geniş, özgür, başkasının kölesi olmayan
Özgönül : özden ve gönülden
Özgü : özellikle biriyle ya da bir şeyle ilgili, belli bir şey de ya da kimsede bulunan
Özgül : özellikle bir türle ilgili olan; özü kendisi gül gibi olan
Özgülay : özelliği, özgülüğü olan ay; özü, kendisi güle benzeyen ay
Özgülüm : benim kendi gülüm
Özgün : bir benzeri olmayan yalnız, kendisine özgü nitelikleri taşıyan
Özgünay : benzeri olmayan Ay, güzel Ay
Özgünel : benzeri olmayan el, çok güzel el, eli çok güzel olan kimse Eli özgün olan
Özgür : hiçbir kimseye, hiçbirşeye bağlı olmayan, başıboş olan, köle olmayan
Özil : özü yabancı, kendi ilimiz
Özipek : özü ipekten
Özlem : Hasret, birine ya dabir yere duyulan görme arzusu
Özlen : görme isteği uyandırır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler
Özlenen : özlem duyulan, kavuşma isteği uyandıran görme isteği uyandıran, hasreti çekilen
Özler : görme, kavuşma isteği duyan, özleyen
Özleyiş : özlem duygusu özleme
Öznil : Nil Irmağı'nın ta kendisi
Öznur : Gerçek ışık, ışığı özlü olan
Özperi : gerçek peri, gerçek güzel, özü peri gibi
Özpetek : gerçek petek
Özpınar : gerçek pınar, gerçek kaynak
Özsel : öz yönünden, özle ilgili
Özselen : öz ses, öz bilgi, gerçek sel yatağı gerçek bolluk
Özsu : besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su
Özün : şiir gibi güzel olan, şiir
Özveri : kendinden bir şeyler verme işi, bir amaç uğruna kendi Yararından vazgeçme
Özyurt : baba ocağı gerçek yurt, asıl yurt

n

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ



Naciye : Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
Nadide : Görülmemiş, görülmedik, ender bulunan
Nadire : Az bulunur, seyrek, ender bulunan
Nalan : İnleyen, feryad eden
Naşide : Şiir söyleyen, şiir okuyan
Naz : Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
Nazan : Nazlanan, işve yapan, cilve yapan
Nazlan : naz yap, cilveli ol
Nazlı naz : yapan, cilveli, işveli
Nazlı : Naz eden, cilveli, işveli
Nazlım : naz yapanım, işvelim, cilvelim, benim nazlım
Nazmiye : Vezinli ve kafiyeli sözle, nazımlailgili
Nebahat : Onur, şeref, ün
Necla : Çocuk, evlat, oğul, kuşak, sülale,nesil
Necmiye : Yıldızlarla ilgili, yıldızlaraait
Nehir : Irmak, büyük akarsu
Nemutlu : Imrenilecek bir olgu dolayısıyla söylenen bir söz
Nergis : Çiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
Neriman : Pehlivan, yiğit
Nermin : Yumuşak
Neslihan : Han soyundan gelen
Neslişah : Şah soyundan gelen
Nesrin : Bir tür yaban gülü
Neşe : Sevinç, gönül ferahlığı
Nevin : Yeni
Nevra : Işıklı parlak, çiçek
Nezahat : İç temizliği, paklık
Nezaket : Naziklik, zariflik, incelik ç
Nezihe : Temiz, pak
Nice : ne kadar, ne denli, nasıl, oldukça çok
Nida : Seslenme, çağırma, seslenen
Nigar : Resim, resim gibi güzel
Nihal : İnce ve düzgün vücutlu, fidan gibi
Nihan : Gizli, saklanmış, görünmeyen, sır, giz
Nil : Afrika kıtasında bir nehir
Nilay : Nil ve Ay, Nil'e ışıklarını saçan Ay
Nilgün : Mavi renkte, çivit rengi
Nilhan : Nil'in hanı
Nilüfer : durgun sularda yetişen, yaprakları yuvarlak ve geniş Beyaz, sarı, mavi, pembe, çiçekli bir bitki
Nimet : İyilik, iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
Nisa : Kadın
Nisan : Yılın dördüncü ayı
Nur : Aydınlık, parıltı, ışık
Nural : ışıklı, ışıksal, ışıkla ilgili, ışıklan ışık al
Nuran : Işıklı, nurlu, aydın
Nuray : Ay ışığı gibi nurlu
Nurcan : Işık canlı, can ışığı
Nurdal : ışık saçan dal, ışıklı dal, ışık dal
Nurdan : ışıktan yapılmış
Nurdoğan : ışık gibi güzel doğmuş olan ışık gibi doğan, doğan ışık
Nurel : aydınlık el, ışık el, eli ışıklı olan
Nurgör : ışık gör
Nurgül : Işıklı gül, gül gibi güzel ve aydınlık
Nurhan : Aydın hükümdar
Nurışık : pırıl pırıl parlayan ışık, aydınlık ışık
Nuriye : Işıklı, ışıktan gelme
Nurkan : kanı ışıklı olan
Nurkut : ışıklı ve kutsal olan, aydınlık ve uğurlu
Nurol : ışık saç, ışık ol, nur gibi, gökkuşağı gibi güzel ol
Nuröz : ışıklı öz, aydınlık öz, özü kendisi aydınlık kimse
Nurperi : ışıktan yapılmış ve peri kadar güzel; güzel ışıklı peri
Nursaç : ışık dağıt, ışık saç
Nursal : ışıksal, ışıkla ilgili, ışık gibi, ışık gönder, ışık Sal
Nursan : ışık veren ad, ışık saçan san, ışıklı san, ışıktan yapılmış ad
Nursel : ışık, ışıktan yapılmış sel
Nurseli : ışık seli
Nursen : Işık gibi nurlu
Nursev : ışığı sev, ışık sev
Nursevim : ışıklı ve sevimli
Nursevin : aydınlık ol ve sevin
Nurşen : Işık gibi şen ve güler yüzlü
Nurten : Teni ışık gibi beyaz olan
Nurtopu : ışık yuvarlağı, bir top ışık gibi olan, çok güzel
Nükhet : Güzel ve hoş kokulu

m

KIZ ÇOCUK İSİMLERİ



Macide : Şan ve şeref sahibi
Makbule : Alınan, kabul olunan, beğenilen
Manolya : Güzel kokulu beyaz çiçekler açanağaç
Maral : dişi geyik, meral
Maviş : ak tenli ve mavi gözlü
Mediha : Medhedilmiş, övünülmüş, beğenilen kadın
Mefharet : Övünç, övünme, kıvanç
Mefkure : Ulaşılmak istenilen en yüce amaç
Mehpare : Ay parçası
Mehtap : Ay ışığı, Dolunay
Mehveş : Ay yüzlü, ay gibi güzel
Melahat : Güzellik, güzel yüzlülük, yüzün detatlı ifade olmak
Melda : İnce ve taze vücutlu
Melek : Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi yaratık
Meliha : Güzel, Şirin
Melike : Kadın hükümdar
Melis : Bal arısı
Melisa : Baklagillerden, yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki
Melodi : Ezgi, müzik parçası
Meltem : yazın karadan denize doğru esen ve tatlı bir serinlik yapan Mevsim yeli
Menekşe : İnce saplı, ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki
Mengü : sonsuz, ölümsüz olan, bengi, bengü
Meral (Maral) : Meral (Maral) Dişi geyik
Meral : dişi geyik, maral
Meriç : Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra, Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak
Merih : Dokuz gezegenden biri (Mars)
Merve : Mekke yakınlarında bir dağ
Meryem : Dinine bağlı kadın
Mısra : Şiirin bir satırı
Mihriban : Seven, şefkatli
Mine : Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası
Miray : Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
Moral : mor ile al, hem mor hem al renkte
Moray : mor renkte Ay
Morgül : mor renkte gül
Moripek : mor renkte ipek
Mualla : Makam ve rütbece yüksek olan
Muhterem : Saygın, saygıdeğer
Mukadder : Tanrı hükmü, kader, alın yazısı
Mukaddes : Kutsal olan , mübarek olan Mukaddes Kutsal olan , mübarek olan
Munise : Sıcak kanlı, sevimli
Muştu : sevindirici haber, iyi haber
Mutlu : bütün istek ve özlemlerine kavuşmuş olan
Mutlugün : mutluluk veren gül
Muzaffer : Zafer kazanan, üstün gelen
Müberra : Aklanmış, temize çıkarılmış
Mücella : Parlak, cilalanmış
Müesser : Eser bırakan, eser sahibi
Müge : çan biçiminde ak çiçekler açan bir süs bitkisi,ünçiçeği
Müjde : İyi haber, sevinçli haber
Müjgan : Kirpik
Mükrime : İkramı bol olan
Müldüz : duru su, pırıl pırıl su
Münevver : Aydınlatılmış, parlak ışıklı, bilgili
Münire : Işık veren, aydınlatan
Müren : büyük akarsu, akarsu, ırmak
Mürüvvet : Kişilik, şahsiyet, insanlık
Müşerref : Onurlandırılmış, şerefli kılınmış
Müzeyyen : Süslü, süslenmiş, bezenmiş